Hükümet adamları soyadı affı çıkarsın...
Tatil için çoluk çocuk Antalya'ya gidiyorsunuz. Kesenize uygun bir otel
buldunuz. Rezervasyon yaptırmak üzere telefonu açtınız.
Karşı taraftan
neşeli bir genç kız sesi, gereken bilgileri vermeden önce soruyor:
"İsminizi alabilir miyim?"
"Tabii hanımefendi. İbrahim Ziker."
"Anlamadım!!"
"Ziker. Ziker."
"Terbiyesiz adam!" Çat! (Buradaki çat sözcüğü suratınıza kapanan
telefonun efekti oluyor.)
İsminizin İbrahim Ziker olması şart değil. Sorulduğunda Abdullah Oyar
da diyebilirdiniz Adem Kayar da. Şartları zorluyor, diye düşüneceğinizi
bilmesem "Subay Sokar." ismini de örnek vereceğim. Hepsinin telefon
rehberlerinde yeri var.
Sokar soyadı ile yaşamak zor. Eşiniz doğum yaptı diyelim ve gürbüz bir
oğlan getirdi dünyaya.. Bebeğe "Güçlü." adını vermek istiyorsunuz,
veremezsiniz. Önce nüfus memuru karşı çıkar. Tartışma büyürse o
soyadına uygun bir eylem yapmaya kalkar.
Telefon numaralarını
veremeyeceğim ama Bursa telefon rehberinden adı tespit edilen Mümin
Abaza ile Manisa'dan Yunus Gay'in bir otobüs yolculuğu sırasında yan
yana koltuklara düştüğünü varsayalım. Yol uzun. Sohbet kaçınılmaz.
Doğal olarak tanışıyorlar:
"Efendim ben Yunus Gay."
"Memnun oldum ben de Mümin Abaza."
"Yaaa! Öyle mi?"
Bizde yalan yok!
Şu kısacık diyalogdan mânâ çıkar bakalım. Bunun tersi de olabilir.
Kendini önce Bay Abaza tanıtır. Öbürü de adını soyadını söyler. Artık
o yolculuğun selameti için muavini bu ikilinin arasına oturtmaktan başka
çare kalmaz.
Hele bir de Muğla'dan Alkin Azgın isimli bey arka koltukta
oturuyorsa seyreyleyin gümbürtüyü. Bu isimleri kafadan sallamıyorum.
Bizim Aytekin internet kurdu ya! Girmiş Yahoo'ya. Oradan bir site
bellemiş. Meraklısı telefon rehberlerini tarayıp garip isim ve
soyadlarını biriktiriyor. Üstelik listeliyor.
Aytekin ustam oradan
bulup çıkarmış. Edirne'den Zehra Eşekcambazı, İstanbul'dan Yusuf Ziya
Salakoğlu ve İzzet Angut, İçel'den Duran Tekerlek, Maraş'tan Döndü
Yuvarlak, Bursa'dan Coşkun Aptal bu listenin seçmeleri.
Üstelik bazı durumlarda tehlike yaratan isimler ile panzehirleri yan
yana. Yani listeyi yapan kimse çareyi de yanına kaydetmiş. Kerem ile
Aslı gibi Tahir ile Zühre gibi unutulmaz ikililer çıkmış ortaya..
Tekirdağ'dan Gülsen Motor ile Urfa'dan Hacı Benzin. Gülsen Hanım
rehberleri biraz karıştırırsa Kurşunsuzbenzin ile Motorin soyadlısını
bile bulur. Konya'dan Abdurrahman Kıllı'nın panzehiri Afyon'dan
Nurettin Tüysüz. Bir de asla isimleri yan yana getirilemeyecek olanlar
var. Temsil Kocaeli'den Fahrettin Kalkmaz ile Bartın'dan Mehmet
Kaldırır. Konya'dan Cafer Yalar ile Ankara'dan Kurban Yalama.
"Olur. O zaman size Mersin'den Ahmet Ali Emici'yi takdim edeyim.."
Organ isimleri Tövbeler olsun kendim uydurmuyorum.
Hepsinin şehir telefon
rehberlerinde ve de internette yeri var.
Kimi de yeryüzünde sözcük kalmamış gibi organları soyadı diye almış.
Münevver Göbek, Münire Meme, Şükriye Memeli, Havva Kalça gibi.
Bununla yetinmeyip seçtiği organ üzerine ayrıntı verenleri de görebilirsiniz.
İzmir'den
Aytekin Kıllıbacak ile Makbule Kıllıbaldır gibi.
Kimi de uygun bir aile ismi bulamayınca öyle ciğer, dalak, böbrek gibi rastgele organ seçmemiş.
Söylemesi ayıptır doğrudan doğruya edep yerlerinden isim derlemiş.
Osmaniye'den
Mehmet Taşak,
Kilis'ten Ali Anüs gibi.
Bir de İstanbul'dan
Sultan Kıç var zabıtlara giren.
Yine İstanbul'dan Fevzi Zik beyefendiyi
saygıyla anıyoruz.
Ancak nüfus memuru kaydını düşerken (z) harfini
tercih ettiğinden son anda kurtulmuş.
Lakin Antalya'dan Bahriye Kuku ile
Diyarbakır'dan Mahmut Pipi onun kadar şanslı olamamışlar.
Sıra üçlemelerde.
Kaderin telefon rehberlerinde buluşturduğu muhteşem ikililer yetmiyor,
bir de üçlemeler görüyorum.
İzmir'den
Naime Gösterir,
İstanbul'dan
Nadir Verir ile
Antalya'dan H. İbrahim Gömer.
Üçü başlı başına bir ekip. Allah aralarına düşürmesin.. Rehberden isim tararken;
Urfa'dan
Cemal Delik ile
Ardahan'dan Ramazan Deşik
isimlerine bakıyorum da halime bin kere şükrediyorum.
Türkiye "Soyadı Kanunu" çıkarıldıktan sonra
kendine özgü bir serüven geçirdi.
İzansız veya bezgin nüfus memurlarının azizlikleri şimdi kütüklerde.
Ayyaş takımından, hergele meşrepli, fırlama dediğimiz insanlann da eline kalem verilip isim yazdırıldı.
Osmanlı'dan yüzde 96'sı okur yazar olmayan bir teba devralan cumhuriyet
için bu kusur kaçınılmazdı.
Öyle miskinler çıkmış ki bu isim yazıcılar
içinden, şöyle iki münasip kelime arama zahmetine bile girmemişler.
İstanbul'dan Menemine Cart ile Cafer Cırt,
Kayseri'den Burhanettin Curt,
Kocaeli'den Döndü Cort,
Konya'dan Mesto Kart,
Sakarya'dan Fedakâr Pat,
Isparta'dan Şaban Küt. (Arasam bir Zart soyadı mutlaka bulurdum.)
Yukarıdakilerin cümlesi okur yazar olmamanın patırtısına kurban
gitmişler.
Hükümet adamları şimdi oturup bu halleri düşünmeli ve aykırı
soyadı taşıyanlar için bir af kanunu çıkarmalı. Çıkarmalı ki bu
durumdakiler toplum içinde saygı görebilecekleri bir soyadı
seçebilsinler.
Böyle bir teklifi imzaya açan olursa altına ilk parmağı
ben basarım.
Maraş'tan Ökkeş Ford basar.
Bursa'dan Ali Kalktı da
Kilis'ten Nurcan Geliyor da basar.
Hem de seve seve. Görüyorsunuz işte. Teklifi bile heyecanlandırıyor İnsanı.