PAYLAŞTIKÇA KEYİF ALIYORUZ..

  • RSS
  • Delicious
  • Facebook
  • Twitter

Twitter

YAŞANMIŞ BİR OLAY-MUHTEŞEM BİŞİ

Posted by Hakan BEKAR - -


Gerçek Bir Olay

Bu olay Kayseri'nin Bunyan ilçesi'nde yaşandı.Olay Alfred Hitchcock'un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici idi. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda Kimse yoksa ne yapardınız?

Kendisi Bunyanli olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri'de yaşayan
işadamı, 22 subat 2005 tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu
üzerinde, bir benzin istasyonuna girer.

Lokantaya Oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çıkar.Ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklasık 300 metre mesafedeki, Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a ulaşma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanin iki farini farkeder. Arabanın,tam onunde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner.Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder.

İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Arabada kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden panige kapilir. Korkuyla,hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri bağlanmış, hareket edemez hale gelmiştir.

Araba keskin bir viraja dogru yaklaşır. Adam dua etmeye başlar.Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması icin Allaha yalvarır. Tam bu
esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarisi artar ve her seferinde de bir el disaridan uzanip, direksiyonu cevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar,ayaklarını kımıldatır.
"Ya Allah koru beni..." deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşı ıslak ve şok haldedir. Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar.Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelir, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayi anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden,
herkeste derin bir sessizlik oluşur.

Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,gelenlerden birisi, diğerine şunlari söyler :

-Ahmet baksana, su sobanın başında oturan gerizekalı, bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen öküz değil mi?